kimdir gerçek erkek? bilmem.. belki de bilmem ama hissederim.

gerçek erkek kuş gibidir. uçar ve uçar. yuvasını arar.

gerçek erkek aşık olur. sadece kime olacağını bilmez.

gerçek erkek vazgeçmez kanımca. vazgeçemiyeceği şeyler vardır ve vazgeçemez. bırakamaz bir türlü.

gerçek erkek ellerinin arasında narin bir kuşu tutmasını da bilir, o ellerle bir aslanı boğmasını da.

sabırlıdır gerçek erkek. pek çok şeye sabretmiş olabilir.

sevdiği bir başkasıyla birlikte oldu diye vazgeçmez gerçek erkek. sevgi onun için bambaşkadır.

sevdiği varken başkasıyla birlikte olur mu gerçek erkek? olur. hoşlandıysa olur. ama sevdiğini unutmaz.

piçtir aslında gerçek erkek. vardır o piç tavırlar konuşmalar. ama duygusaldır da.

hatırlar gerçek erkek. neleri neleri hatırlar..

küser gerçek erkek. çocuk gibidir aslında. trip bile atar.

üzülür gerçek erkek. pek çok hata yapmıştır hayatında. bu hatalar onu erkek yapmıştır ama üzülür. hatasız olmayı kim istemez?

ama mükemmeliyetçi değildir, bilir kendinde ne kusurlar olduğunu.

çapkındır gerçek erkek. sever kadınları tavlamayı, belki de harcamayı. ama kötü davranmaz özünde.

yoktur gerçek erkek. kadınlar için bir ütopyadır. görmez kadınlar gerçek erkeği ve üzülürler nerde bu diye, oysa hepsi hayatında pek çok gerçek erkeğe bakmıştır, görememiştir aslında.

2015 bugün kimin hatırlamıyorum ama bir blogda gördüm bunu. benzerini. 25 hedefi vardı yazarın. benim yok. yani 25 tane. belki de vardır yazdıkça çıkacak zaten.

2014 benim için pek çok açıdan başarısız bir yıl oldu. beklemediğim bazı açılardansa başarılı oldu ki bu kısmı ilginçtir. ama tam olarak nelerin değiştiğini şimdi oturup tek tek sayamam çünkü öncesi nasıldı veya sonrasının nasıl olmasını istiyordum diye bir planım yoktu.

şimdi sıra 2015e geldi.

1- bu yıl birinci olarak programlamayı öğrenmek ve en az iki dile hakim olmak istiyorum. ruby ve java önceliklerim. tabi javascripti ayrı tutuyorum. kısa bir sigara molası. belki php’de de kendimi geliştiririm ama sanmıyorum. öncelik değil yani.

2- ekonomik durumumu düzeltmem gerekiyor. herhangi bir öğrenciye çok rahat yetecek hatta aile geçindirecek(ki geçiniyor, asgari ücretle geçinen 4 kişilik aileler var!) kadar gelirim olmasına rağmen ayın sonunu çıkarmayı bir türlü başaramıyorum. kredi kartı borcum vardı epey kapattım kalan cüzi miktarı da yakında yatırıp bu işten kurtulacağım. web sitesi yaparak ek gelir sağlamayı planlıyorum. daha önce yapmıştım güzel oluyor. öğrenci için güzel yani.

3- derslerimi yoluna koymam gerekiyor. üstten alttan 15 ders bir anda almak gibi bir şey yapmayacağım bu sefer. almam gerekeni alacak, sakince yoluma devam edecek ve öğrenerek derslerimi vereceğim.

4- ilişkiler konusuna dikkat edeceğim. eski kız arkadaşımla görüşüyorum şu anda ama görüşmek bu devamı zamanla belli olur. kafamı da başkalarıyla doldurmaya gerek yok. çok zaman/emek/para harcıyorum bu duruma ve uzun vadeli güzel bir getirisi yok.

5- kendimi insan olarak geliştirmem gerekiyor. paslandığımı hissediyorum. eski yaratıcılığım, enerjim ve öğrenme kabiliyetim kayboluyor. bunun üstüne durmalıyım.

6- spora başlıyorum. yakın arkadaş grubum harıl harıl spor yapıyor, kendisine bakıyor. kilo almış ve hamlamış haldeyim. bu durum değişecek.

7- spiritüel gelişimeme devam edeceğim. bu başlık çok önemli durmuyor aslen ama kişisel gelişimime büyük ivme kazandıracağı bir gerçek. yıllardır ara verdim buna bu konuyu daha da es geçmek istemiyorum.

8- sanırım şimdilik bu kadar. yazıyı günceller yenilerini eklerim belki. eklemem belki. severim kendimi ve kedilerimi.

Treehouse Ruby on Rails eğitimlerinde html/css derslerini ve sınavlarını hızlıca atladıktan sonra sıra javascripte geldi. Javascript 1995 yılında C dilinden esinlenerek tarayıcılarda çalışan bir dil olarak tasarlanmış. İsmini o dönem bayağı popüler olan Java dilinden esinlenerek javascript yaptıklarını duymuştum.js

Daha önce javascript ve jquery kullanımım işime yarayacağınainandığım hazır kodları alıp biraz deneme/yanılma ile bunları istediğim kıvama getirmem üzerine kuruluydu yalnız dilin çalışma mantığı ile ilgili yeterli bilgim yoktu. Ruby’e başlamadan önce programlamanın mantığını çözmem için javascript eğitimi almam hem front-end development’ta eksik kaldığım noktayı tamamlayacak hem de back-end development’a arkada eksik konu bırakmadan başlamamı sağlayacak. Bu açıdan treehouse’u bir kez daha tebrik ettim.

Introduction to Programming başlığında basit komutlar,yorumlar ve variables(değişkenler) ile başladık. Php geçmişim olduğu için konular gayet geldi. Sonrasıda if/else ve loops (for/while) ile devam ettik. If/else ve while gene php geçmişimden dolayı çok kolay geldi. For döngüsünü çok kullanmadığım için üstünde bir saat kadar durup epey kurcalama yaptım. Sonuç olarak burada da eksiğim kalmadı. Ardından olay arrays ve objects’e geldi. Array’s bugüne kadar aldığım bütün derslerde anlatılan ilk konu olduğundan (ne alakaysa??) gene cacık bunlar serimi bozmadı. Objects konusunda ise çok emin değilim ahaha.

Başlığın son konusu functions. Php’de ki functions’tan çok farklı olacağını sanmıyorum ama göreceğiz. Merak edenler için dersler sırasında yazdığım bir kaç basit javascript kodunu aşağıya bırakıyorum. Daha detaylı anlatmak isterdim ama hazır zaman bulmuşken bugün Ruby derslerinde epey ilerlemek istiyorum.

aşağıda isim değişkeni için tarayıcı soruyu soruyor. aldığı cevapı variable olarak kaydediyor ve alert ile önüne merhaba koyarak önümüze sunuyor. yalnız sonraki aşamada aynı isim değişkeni değişiyor ve alkin oluyor. dolayısıyla konsolda isim değişkeni farklı görünüyor.

var isim = prompt("isminiz lütfen")

alert("merhaba " + isim );

isim = ("alkin");

console.log("console ismi " + isim);

aşağıdaki kod ise 1den 100e kadar olan sayıları konsola yazdırıyor. 3’e tam bölününler yerine fizz 5’e tam bölünenler yerine ise buzz yazıyor. 15’i yapmadım ama mantık basit anlaşılır zaten.

 sayi = 0;
while(sayi < 100){
  sayi = sayi + 1;
  if (sayi % 3 == 0) {
  console.log("fizz");
  }
  else if (sayi % 5 == 0) {
  console.log("buzz");
  }
  else {
  console.log( sayi );
  }
 }

bugün meydan simülasyonu dersimden kaldım. hiç beklemiyordum kalmayı ve çalışmam o kadar kötü değildi. pekala böyle olmuş olabilir ve yapacak birşey yok. okulum uzadı kesin olarak. beklenen buydu, canımı daha fazla sıkmanın bir anlamı yok. bir kaç gün önce bir arkadaşım sayesinde github kullanmanın temellerini öğrendim. evet bende artık ftp’nin gereksiz olduğunu düşünüyorum 😀 bundan sonra en basitinden en kasışına bütün projelerimde github’ı kullanacağım kesin. treehouse, codecademy ve codeschoolda ruby eğitimlerine başladım. beni gerçekten içine çeken treehouse oldu. html/css biliyorum yalnız ruby on rails öğrenmek istiyorum dediğimde beni yönlendirdikleri track’te html/css’den başlamaları dikkatimi çekti. videoları atlayıp sadece code challange ve testleri yaptım yalnız treehouse’ın işi ciddiye alıp temelden öğrettiğini görmüş oldum. şu anda programlama mantığnı javascript ile anlattıkları derslerdeyim ve harika bir iş çıkarıyorlar. js’yi öğrenmeyi istiyordum ve temelden daha ileri düzeyde js eğitimini sırf programlamanın mantığını anlamam için ruby derslerinden önce veriyorlar. istersem php kursunu da alabilirdim ama zaten orta düzeyde php biliyorum ve ruby’nin php’den daha gerekli olduğunu düşünüyorum. bugün öğrendiğim javascript ve github bilgilerim ile server’ımla bağlantılı olarak bir kaç basit uygulama vs geliştirmeyi düşünüyorum. bakalım neler olacağını göreceğiz. treehouse’ı denemek isteyenler varsa buradan üye olup ilk 14 gün ücretsiz bütün kurslara katılabilirler. programlamayı öğrenmek isteyenlere kesinlikle öneririm.

derdim bu değil. okulu bırakmak yani..

1 ay oldu içimde bastıramadığım bir sıkıntı var. aslında bastırıyorum yalana gerek yok ama genelde sıkıntı beni bastırıyor ve bastırdığında ne yapacağımı şaşırıyorum. içimden bağırmak, ortalığı yakmak, belki ağlamak belki ağlatmak, koşmak ve yatmak geliyor. duygu dünyamda11inanılmaz bir harabe var ve bunun sebebini bulamıyorum çıkaramıyorum OLMUYOR nedense yapamıyorum. ilişkimin bitmiş olması değil bu. olmamış bir ilişki değil bu. kokusu alınmış insanlar da değil bu. ki karşı cins ne kadar çekici gelse de onlara yaklaşmak için bir adım atmıyorum artık, gereksiz geliyor bir sebepten ötürü. hemcinslerim zaten çekici gelmiyor merak eden varsa..

kedilerime sarılmak büyük keyif veriyor artık. zaten genelde benimle uyuyorlar, uyandığım zaman onları yanımda görmek bana büyük keyif veriyor. evladımmış gibi seviyorum sıpaları. zaten şöyle bir baktığımda bana keyif veren bi bu sıpalar var birde front end development. okulu saldım sanırım. simülatör sınavı gibi bir sınava uyumadan gidecek kadar saldım. UYUMADAN gidecek kadar. yarın radar teori sınavım var ve adam akıllı çalışmayı geçtim oturup yarım saatten fazla bakmadım bile. okulu bırakmak gibi bir düşünce 1 aydır aklımda bir yerlerde vardı zaten şu anda doruklarını yaşıyorum bunun. ha bırakacağım anlamına gelmiyor bu tabi. kaç yılın emeğini çöpe atmayacağım..

ama bir psikolojik destek almayı istiyorum artık. final haftam bittiğinde bir doktora görüneceğim. tabi doktorada derdimi anlatabilirsem.. etrafımdaki yakınımdaki insanlara bile anlatamıyorum anlayamıyorlar doktor nasıl anlayacak göreceğiz. anlamamaları onların suçu değil tabi ki ben anlatamıyorum. çoğu şeyi içinde yaşayan bir insan olarak sıra derinlerdekini anlatmaya gelince tıkanıyorum. klavyemin çıkardığı ses ise çok güzel geliyor şu anda. bir sigara sarayım öyle devam edeyim bari. kahvem bitti ne yazık ki başka kahve yapamayacağım…… .s

sigara sarıldı, yakıldı, ilk nefes alındı ve klavye devam. paraya çok önem veren bir insan değilim. elimdeki parayı harcarım. aylık harcamalarım her türlü asgari ücreti geçiyor. annem sağolsun onun kartını yediğimde de çok bir şey söylemiyor. yani işin özü para konusunda çok sıkıntım yok. gel gör ki bir süredir aklımdaki tek düşünce ciddi anlamda zengin olmak. ne hava trafik kontrolörü olmak ne de front end developer olmak insanı çok zengin edecek şeyler değil. ikisini bir arada yaparsam ciddi anlamda iyi bir gelirim olur ama olay bu değil. olay uluslararası holdingler sahibi olmak gibi bir şey.

yalnız kalmak istiyorum. kedilerim, bilgisayarım, sınırsız kahve ve çikolatam, kesintisiz internetim, müziklerim, bir kaç iyi bilgisayar daha ve zamanım olsun istiyorum. birde kaliteli tütünüm. kardeşim sınavlarını bitirip gitti, ev bana kaldı ve nedense hem zevkli hem acılı oldu bu. sıpayı görmek beni mutlu ediyorken evde yalnız kalmakta mutlu ediyor.

insanlarla konuşmak görüşmek istemiyorum. bir yandan istiyorum bu ayrı konu. ama yalnız olmak istiyorum, şu post-akoliptik filmlerdeki gibi sanırım. toplum sıkıyor belki de beni. ya da onun getirip götürdükleri.

evet, sanırım biraz rahatladım iyi geldi bu yazı. biraz radar teori bakarım sanırım. bakalım radar teori ne kadar keyifli gelecek. iyi geceler.